SSCB sonrası kurulan ülkelerin tamamında başlıca üç gelişim aşamasının ortaya çıktığı görülür: 1)Yeni anayasanın kabul edilmesi; 2) Anayasaya uygun yasaların çıkarılması; 3) Ulusal bir lider olarak Cumhurbaşkanına özel statü verilmesi. Bu rejimlerin asıl hareket gücü ülkenin modernizasyonunu anayasal görevlerine uygun olarak yönlendiren Devlet Başkanı ve ona bağlı olan hükümetinin özel statüsüdür.
Kazakistan’daki anayasal gelişmeler bu demokratikleşme
ve modernizasyon çabalarının karakterini net olarak ortaya koyar. İlk aşama, Sovyet
dönemi sonrası yeni Anayasanın kabul edilmesi ve siyasal sistemin dönüşümü
olup, 13 Aralık 1993’te Cumhurbaşkanı tarafından Yüce Konsey’in dağıtılması ve
yeni bir devlet yönetiminin kurulmasını içerir.
İkinci aşama ise rejimin sağlamlaştırılması
olarak tanımlanabilir. 1995 yılında yapılan referandum ile Cumhurbaşkanının
yetkilerinin genişletilmesine de bu çerçevede bakmak gerekir.
1995 ve 1996 yılında gerçekleştirilen anayasa
referandumlarıyla (13. ve 19. maddeler) güçler ayrılığında yapısal değişiklikler
gerçekleştirilmiş, Anayasa Mahkemesinin yerini Anayasa Konseyi almış,
Cumhurbaşkanının yetkileri genişletilmiş ve görev süresi yedi yıla
çıkarılmıştır. Siyasi sistemin dönüşümü sürecinde kolaylık sağlaması amacıyla
kanun hükmünde kararname çıkarılabilmesi kabul edilmiştir.
Kazakistan Hükümeti 11 Kasım 2009
yılında ‘Seçim’, ‘Siyasi Partiler’ ve ‘Medya’ ile ilgili kanunlarda değişiklik
yapılmasına yönelik hazırlanan paketleri onayladı.
Üçüncü aşama, yasal düzenlemelerle
rejimin modernizasyonu olarak kabul edilebilir. Siyasal sistemin
demokratikleşmesi sorunu 2000 yılından bu yana hükümet ile muhalefet arasında anayasa
değişikliği ve bu değişikliklerin düzeltilmesi açısından tartışma konusu
olmuştur.
Kazakistan Cumhuriyeti Anayasasında
2007 yılında yapılan değişiklikler ve eklemeler ile güç dağılımında parlamento lehine
ağırlığın artması, siyasi partilerin rollerinin güçlenmesi, yerel yönetimin ve
yargı sisteminin geliştirilmesi, halklar arasındaki uyumun pekiştirilmesi, Kazakistan
Halk Asamblesi’nin güçlendirilmesi, STK’ların gelişmesi ve vatandaşların temel
hak ve hürriyetlerinin korunmasının sağlanması demokratikleşme ve modernizasyon
yolunda atılan önemli adımlar olarak kabul edilir.
20 Temmuz 2000 tarihinde kabul edilen“İlk
Kazakistan
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hakkında Kanun”ile ilk cumhurbaşkanının
dokunulmazlığı özel imtiyazlarla ve siyasi statü ile sağlandı.
2002 yılında çıkarılan "Siyasi
Partiler Hakkında Kanun" ile ülke yönetiminde Kazak asıllı vatandaşların
daha fazla söz sahibi olmalarını sağladı. Bunu 2010 yılında yapılan yasal
düzenleme ile mevcut cumhurbaşkanın “Milli Lider”, “Elbası”unvanını alması
takip etti.
Siyasal sistemde yaşanan bu dönüşümler Kazakistan
Cumhuriyeti Anayasasına uygun biçimde gerçekleştirilmiş ve Anayasa
Konseyi tarafından kabul edilmiştir. Kazakistan Meclisi tarafından Cumhurbaşkanının
görev süresinin 2020 yılına kadar uzatılması fikri ortaya atılmıştır.
Renkli devrimlerin yaşandığı ülkelerin
aksine Kazakistan’da siyasi rejimin pekiştirilmesi aşama aşama hayata geçirildi
ve otoriter yönlerine karşın demokratikleşme ve modernizasyon başarıyla
gerçekleştirildi. İstikrarın sağlanması da dikkate alındığında, mevcut rejimin
gelecekte demokratikleşme yönünde daha da gelişeceğini söylemek mümkündür.
Dünya ile bütünleşme yoluna giren
Kazakistan Cumhuriyeti’nin üye olduğu uluslararası kuruluşlardan bazılar
şunlardır: AGİT, EKİT, İKÖ, ŞİÖ, BDT, DTÖ ve Türk Keneşi. Türkiye, Kazakistan,
Azerbaycan ve Kırgızistan tarafından kurulan, henüz üye olmasalar da
Türkmenistan ve Özbekistan’ın doğal üye kabul edildiği Türk Keneşi’nin
kurulmasında ve yürütülmesinde Kazakistan Cumhuriyeti’nin ve Nursultan
Nazarbayev’in belirleyici bir rolü vardır. Konseyin Türk Cumhuriyetlerinde
ortak bir alfabe arayışına girmesini müteakip Nursultan Nazarbayev’in
Kazakistan’ın 2025 yılına kadar Kril alfabesinden Latin alfabesine geçilmesi
yönünde talimat verdiğini açıklaması onun bu konuda ne kadar kararlı olduğunu
ortaya koymaktadır.
ÇAĞLAR ERBEK