Negatif, Pozitif ve Aktif Statü Hakları

Çağlar Erbek
3

Temel hak ve özgürlüklerin sınıflandırılması konusunda herkes tarafından kabul gören tek bir yöntemin varlığından söz etmek mümkün değildir. Bu konuda pek çok sınıflandırma modeli ortaya atılmıştır. Yaygın olarak kullanılan modellerden biri de Georg Jellinek (1851-1911) tarafından geliştirilen “devletin müdahale ve yükümlülük ölçütünü esas alan” modeldir. 1961 ve 1982 anayasalarında da kullanılmış olan bu modelde Jellinek, hakları “negatif statü hakkı”, “pozitif statü hakkı” ve “aktif statü hakkı” olmak üzere üç guruba ayırmaktadır.

Negatif Statü Hakları

Kişinin devlet tarafından aşılamayacak ve dokunulamayacak özel alanının sınırlarını çizen hak ve hürriyetleri kapsar. Bu haklar kişiyi devlete ve topluma karşı koruyan haklar olduğu için bu haklara “koruyucu haklar” da denir. Bu haklar devlete, negatif bir tutum, sadece karışmama, “gölge etmeme” ödevi yüklerler. Anayasada bu haklar “kişinin hakları ve ödevleri” başlığı altında toplandığı için bu haklara kısaca “kişisel haklar” da diyebiliriz. Örneğin konut dokunulmazlığı hakkı, kişi güvenliği hakkı, din hürriyeti, düşünce hürriyeti negatif statü hakkı niteliğindedir.

Pozitif Statü Hakları

Bireylere devletten olumlu bir davranış, bir hizmet, bir yardım isteme imkanını tanıyan haklardır. Bu tür haklar, devlete sosyal alanda bir takım ödevler yüklerler. Pozitif statü haklarına, kişiye devletten bir şey istemesi hakkını verdiği için “isteme hakları” da denmektedir. Bu hakların çoğunluğu sosyal ve ekonomik alana ilişkin olduğundan ve Anayasamızın bu hakları düzenleyen bölümünün başlığının “sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler” olmasından ve keza bu hakların sosyal devlet anlayışının sonuçları olduğundan, bu haklara kısaca “sosyal haklar” da denir. Bu tür haklar, Anayasamızın ikinci kısmının üçüncü bölümünde (m.41-65) sayılmıştır. Örneğin çalışma hakkı, sağlık hakkı, konut hakkı, sosyal güvenlik hakkı bu tür haklardandır.

Aktif Statü Hakları

Kişinin devlet yönetimine katılmasını sağlayan haklardır. Bu haklara bu nedenle “katılma hakları” da denir. Aktif statü hakları, Anayasamızın ikinci kısmının dördüncü bölümünde (m.66-74) yer almaktadır. Örneğin, seçme ve seçilme hakkı, siyasi parti kurma hakkı, siyasi faaliyette bulunma hakkı, kamu hizmetine girme hakkı, dilekçe hakkı aktif statü haklarına örnek gösterilebilir. Bu hakların niteliğine ve özellikle bu hakların düzenlendiği anayasanın ikinci kısmının dördüncü bölümünün başlığına bakarak, bu haklara “siyasi haklar” da denir.
Çağlar Erbek
İzmir 2011

Yorum Gönder

3Yorumlar

  1. Tanımlar mükemmel, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Bilgi için teşekkür ederiz. kısa ve öz anlatım olmuş

    YanıtlaSil
  3. Birazdan sınavım var inşallah verdiğiniz bilgiler sınavda çıkar 😃

    YanıtlaSil
Yorum Gönder