Çağlar ERBEK
10 Temmuz 2015
Çeşitli
platformlarda günlerce uyarılarda bulunduk. Sincan-Uygur Özerk Bölgesi ile
ilgili paylaşılan fotoğraflar ve yapılan yalan haberler aynı merkezlerden
üretilip yayılan haberlerdir ve bu bir algı operasyonudur, kara propagandadır
dedik. Kaynağı bile belirtilmeyen haberlerin doğruluğunu araştırmadan, bölge
hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan kara propagandaya kanıp bu oyunun bir
parçası olmayın, bu ne ülkemize ne de bölge insanına bir fayda sağlamaz aksine
zarar verir dedik ama dinletemedik.
Bilgisi
olmadan fikri olan insan oranı bakımından sanırım dünyada üst sıralarda geliriz.
Okumadan, araştırmadan, öğrenmeden, sorgulamadan, bilmediğinin bile farkında
olmadan fikir üretmek ya da ortaya atılan fikirlerin peşinden delice koşmakta
üstümüze yok. Bu özel yanımızı bilenler bunu sonuna kadar kullanmakta hiç
tereddüt etmiyorlar. Hem de defalarca kez.
Bildiğini
sananlar için birkaç basit soru soralım:
1) Sincan
Uygur Özerk Bölgesi’ne hiç gittiniz mi? O bölge de yaşayan insanlardan
tanıdıklarınız var mı ve eğer varsa en son ne zaman konuştunuz?
2) Bölge ve
bölge insanları hakkında ne biliyorsunuz? Bu konuda kaç tane kitap, kaç tane
bilimsel makale okudunuz, kaç farklı kaynaktan haberleri takip ediyorsunuz?
3) Sincan
Uygur Bölgesi’nde 2007 yılına kadar kayda değer hiçbir problem olmadığını,
bölge insanının huzur ve güven içinde yaşadığını, sorunların bu tarihten sonra başladığını
ve özellikle de 2009 yılında yaşanan büyük olayların ardından tırmandığını
biliyor musunuz?
4) Bölge
halkı 2009 yılından önce Müslüman mı değildi yoksa Müslüman’dı da bundan Çin
yönetiminin haberi mi yoktu? Bunlar mantıklı gelmiyorsa o halde ne oldu da bu
olaylar bu tarihlerden sonra başladı diye hiç merak edip araştırdınız mı?
5)Bölge
insanından sürekli Uygur Türkleri diye bahsedip duruyorsunuz. Bölgede Uygurlar
dışında da pek çok farklı Türk toplumunun da yaşadığını biliyor musunuz? Mesela
ciddi bir Kazak nüfusunun bulunduğunu ve hatta Türkiye’ye göç yoluyla gelip
yerleşmiş olan Kazakların da genellikle buralardan geldiğini biliyor musunuz?
6) Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ve Hükümetini ABD’de yaşayan Rabia Kadir’e ülkemize giriş
izni vermiyor diye eleştirip duruyorsunuz. Rabia Kadir hakkında ne
biliyorsunuz? Mesela çok zengin bir iş kadını olduğunu ve Çin yönetimi ile ters
düştükten sonra neyin karşılığında ABD’ye gidip oradan Çin’e karşı bölge
insanını kışkırtmaya devam ettiğini biliyor musunuz?
7) Onlar ABD’de
lüks ve güven içinde yaşarken bölge insanını 1,5 milyarlık Çin’e karşı
kışkırtıp baskı ve zulüm görmelerine, huzur ve can güvenliklerinin ortadan kalkmasına
neden olurlarken bölge insanını umursadıklarını mı zannediyorsunuz?
8) ABD’nin
kontrolünde yaşayan bu insanın ABD’nin çıkarlarına uygun olmayacak tek bir
girişimde bulunabileceğine ya da ABD’nin böyle bir şeye göz yumabileceğine
inanıyor musunuz? Bölge insanının baskı ve zulüm görmesinin, katledilmesinin
ABD’nin ve ona hizmet edenlerin umurunda olduğunu mu sanıyorsunuz?
9) Çin
Devleti’nin bölücü terör örgütü yöneticisi ve yabancı devlet hesabına çalışan
biri olarak gördüğü bu insana destek verirseniz Çin Devleti’nin de senin
ülkenin bölücü terör örgütü yöneticilerine ve yabancı devletlerin hesabına
çalışanlara destek vermesine nasıl karşı çıkabileceksin?
10) Tıpkı
Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye vb. yerlerde olduğu gibi bu bölgede de Çin
Devletine karşı kökten dinci terörist grupların faaliyetlerine destek
verildiğinden ve bu grupların bu olaylarda parmağı olduğundan haberiniz var mı?
11) Çin
gemisini görünce Doğu Türkistan Bayrağı açan Japon Savaş Gemisi’ni büyük bir
coşkuyla alkışlayıp bunun üzerinde kendi ülkenize yüklenirken acaba Japonların
Uygurların kaşına gözüne hayran olduğu için mi bunu yaptığını sanıyorsunuz?
12) ABD ve
Japonya’nın Geleneksel Çin düşmanlığının ve tehdit algılamasının sonucu bölge insanını
Çin’e karşı kışkırtması, kullanması ve sonuçta zarar görenin sadece bölge
insanının olacak olması gerçeğini kavramak için çok mu zeki olmak gerekir
sanıyorsunuz?
13) Neredeyse
her Ramazanda servis edilen bu fotoğraf ve haberler sizde hiç mi kuşku
yaratmıyor?
14) Bu
haberlerin patlak verdiği anda Türkiye’nin gündeminin Kuzey Suriye’ye girmek ve
orada ulusal çıkarlarımıza aykırı gelişen durumlara müdahale etmek olduğunu ve
böyle bir anda dikkatin ve enerjinin başka bir yöne çekildiğini anlamak çok mu
zordu?
15) Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çok kısa bir süre sonra Çin’e resmi bir ziyaret
yapacağını ve bu önemli gelişmenin bazı kesimlerde ciddi bir rahatsızlık
yarattığını ve nu nedenle de tam da bu seyahat öncesi bu olayların organize
edildiğini anlamak ve bunun bir tesadüf olamayacağını bilmek çok mu zor?
16) Daha
bugün (10 Temmuz 2015) Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve
Tacikistan’ın üye olduğu Şanghay İşbirliği Örgütü Rusya’ya bağlı bir Türk
Cumhuriyeti olan Başkurdistan Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Ufa’da toplandı. Bu
toplantıda Hindistan ve Pakistan’ın birliğe resmen üye olarak kabul
edileceklerini, İran’ın üyelik başvurusunu değerlendirileceğini ve böylece
Şanghay İşbirliği Örgütü’nün genişleyerek çok daha büyük bir güç haline
geleceğini biliyor musunuz?
Şanghay İşbirliği Örgütü'ne Üye Ülkelerin Liderleri |
17) Cumhurbaşkanımızın
Başbakanlığı döneminde bu birliğe katılmak yönünde fikir beyan etiğini, Rusya
ve Çin’in belli koşullarla bu talebe sıcak bakabilecekleri ihtimalini ve
yaklaşan Çin seyahatinde bu konunun da görüşülebileceğini düşündünüz mü hiç?
18) Türkiye’nin
Çin’den hava savunma sistemi almak istediğini ve bundan aşırı derecede
rahatsızlık duyan kimi müttefiklerimizin bunu engellemek için birçok yola
başvurabileceğini biliyor musunuz?
19) Bölgeye
giden Anadolu Ajansı’nın bizzat yerinde durumu incelediğini, iddiaların asılsız
olduğunu ve bölgede oruç tutma yasağı iddialarını doğrulayan hiçbir şey
görmediklerini tüm dünyaya duyurduğunu biliyor musunuz?
20) Cumhurbaşkanımızın
büyükelçilerle yaptığı toplantıda bu haberlerin tam da Çin seyahati öncesi
kasıtlı yapıldığını, saldırılardan üzüntü duyduğunu ve provokatörlerin oyununa
gelinmemesi gerektiğini söylediğini biliyor musunuz?
Sıraladığımız
bu soruların cevaplarını veremiyorsanız sizden ricamız daha fazla okumanız,
daha fazla araştırmanız, daha fazla sorgulamanız ve ülke çıkarlarını her şeyin önünde
tutmanızdır. Böylece bilmeden de olsa kötü amaçlı bu ve benzeri operasyonların
bir parçası olmazsınız. Eğer bu soruların cevaplarını bildiğiniz halde bu
operasyonların bir parçası olmuşsanız o halde siz tercihinizi vatanınızdan ve
halkınızdan yana değil, vatanınıza göz koyan ve ulusal bütünlüğünüze
kastedenlerden yana yapmışsınız demektedir ki bunun adı ihanettir ve maalesef ihanet
hastalığının ilacı henüz keşfedilmedi.