ABD Başkanı Joe Biden, Amerikan askerlerinin Afganistan’daki görevinin 31 Ağustos’ta sona ereceğini açıkladı. Bilindiği üzere ABD, askerlerinin Afganistan’dan çekilmesinin Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a düzenlenen saldırıların 20. yılına denk gelen 11 Eylül tarihinde tamamlanacağını duyurmuştu. Biden’ın yaptığı bu açıklama ile bu tarih öne çekilmiş oldu.
Aslına bakılırsa Afganistan’da, Kabil’deki uluslararası havaalanını ve başkentteki diplomatik misyonları korumak için yalnızca bin kadar Amerikan askeri kaldı. Bilindiği kadarıyla Washington, bir İslam ülkesi olarak Türkiye’nin en azından havalimanını koruma işlevini üstlenmesini sağlamak için Ankara ile görüşmelere devam ediyor. Görünüşe göre, Amerikalılar, Vietkong birliklerinin Nisan 1975’te girdiği Saygon’da görülene benzer şekilde vatandaşlarının ve müttefik ülkelerinin tahliyesinin tekrarlanması durumunu dışlamıyor. Türkiye Afganistan’a asker göndermekten çekinmiyor gibi görünüyor, ancak yabancı diplomatik misyonlara kendi garantilerini veren Taliban, ülkedeki herhangi bir yabancı askeri varlığın kategorik olarak karşısında. Nitekim Taliban ‘Eylül’den sonra kalan tüm yabancı askerler işgalci güç muamelesi görecek’ açıklaması yaptı. Taliban Sözcüsü Suheyl Shaheen “Tüm yabancı güçler, üstleniciler, danışmanlar, eğitmenler, ülkeden çekilmeli çünkü bir ihlal olan işgalin parçasıydılar. Tepki göstereceğiz ama bu tepki, lider kadromuzun kararları temelinde gösterilecek” dedi.
Her ne kadar Biden Afgan güçlerinin ülkeyi savunabileceğini iddia ediyorsa da uluslararası arenadaki genel beklenti Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin mevcut Kabil hükümetinin birkaç ay içinde düşeceği ve Afgan ordusunun Taliban’ın saldırıları altında dağılacağı yönünde. Örneğin, Afganistan’ın bazı kuzey bölgelerinde keskin bir şekilde ilerlediklerinde (halen Tacikistan ile olan devlet sınırının %70’inden fazlasını kontrol ediyorlar), yaklaşık bin Afgan askeri ve istihbarat subayı Tacikistan’a kaçtı. Kabil hükümeti, neredeyse ciddi bir direniş göstermeden, birbiri ardına Taliban’a teslim oluyor. Şimdi ülke topraklarının en az yarısını kontrol ediyorlar. Kabil tarafından atanan yetkililer, büyük şehirlerdeki sığınaklarda ve müstahkem alanlarda, burunlarını bile çıkarmaktan korkarak oturuyorlar.
Mevcut rejim, Amerikalıların tamamen geri çekilmesinden sonra kolayca çökebilir. Başkan Gani’nin erken seçim çağrısı Taliban tarafından görmezden gelindi. Gerçekten de seçimler nerede ve Taliban nerede? Bölünmemiş bir güç için çabalıyorlar ve devleti mevcut anayasa temelinde değil, tamamen teokratik bir temelde Şeriat yasalarına göre yeniden inşa edecekler. Dolayısıyla son 20 yıllık süreçte iyi eğitim almak ve meslek edinmek gibi büyük bir günah işleyen kadınlar zor anlar yaşayacaktır. Ve genel olarak, birçok insan medeniyetin bazı meyvelerinin tadını çıkarma alışkanlıklarını unutmak zorunda kalacak.
Temelde Peştun olan Taliban’ın dış genişlemeyle pek ilgilenmediği ve bu nedenle Orta Asya devletlerinin henüz endişelenecek bir şeyi olmadığı yönünde bir görüş var. Bununla birlikte, geç SSCB’nin tarihi göz önünde bulundurulursa, askerlerini geri çektikten sonra Muhammed Necibullah rejiminden herhangi bir destek almadan ayrıldığında, bu rejimin uzun süreli de olsa öngörülebilir düşüşünün ardından ülkede kaos ve kabileler arası savaş başladı. Önce Tacikistan’a yayıldı, esasen eyaletler arası sınırı sildi. Ardından istikrarsızlık komşu ülkelere de sıçradı. Bütün bunlar tekrar olabilir. Hem Özbekler hem de Tacikler Afganistan sınırın hem o tarafında hem de bu tarafında “Peştunlaşmaya” karşılar. Afganistan’da yaşanan gelişmelerin önemini daha iyi anlamak için Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un yakın zamanda dile getirdiği sözlere bakmak bile yeterli olabilir. Lavrov, NATO’yu askerlerini Afganistan’dan “aceleyle geri çektiği” için kınadı. Belki de ilk defa Rus yönetiminden bir isim NATO’yu genişlemekten vazgeçtiği ve asker çektiği için eleştirmiş oldu. Rusya’nın güney sınırlarının yakınlarında yaşanan gelişmelerden endişe duyuyor olması anlaşılabilir bir durumdur.
Çağlar Erbek
09/07/2021