KÖKTEM (İLKBAHAR)
Mart ayında hayvanlar öğlene kadar güdülmeye gönderilir.
Hayvanlar mart sonunda doğurmaya başlarlar. İlk doğuran hayvan devedir.
Komşular ve büyükler "Ülperşek"e (yüreğin ve böbreğin etrafındaki
ince zar) yani devenin celin sadakasına çağırılır. “Uvız”, yani ağız
sertleştirilip etle beraber ikram edilir.
Şehir dışındaki okuyan çocuklar mart ayında tatile girer.
Onlar için özellikle hayvan karnında saklanan etler çıkarılıp et yemekleri
yapılır.
Martın 14'ünde Nevruz Köje’si yapılır. Nevruz eskiden
Mart ayının 13-14’ünde başlardı. Şimdi ise ayın 22:sinde başlıyor.
Kazaklar için Nevruz, kışlıktan yazlığa geçiş ve hayvanları yaylaya çıkarmak
demektir. Mayıs ayı sonunda yavruların ilki olan birkaç aylık kuzu kesilir
akraba, dünür ve komşular davet edilir. Buna “töl başı” denir. Bunun için
"topatay ilik" saklanır. Yedi tane pişi yapılır. Kırk ev gezilerek bu
evlerde pişen yemeklerin tadına bakılır. Büyükler ziyaret edilir, buna da
"körüsüp baruv" denir. Nevruz toyu olur. Avıl insanları avılın
ortasına keçeden yapılmış ev kurarlar. Yemekler pişirilir, milli kıyafetler
giyilir, meydanda milli şarkılar söylenir. Ozanlar dombra eşliğinde yarışma
yaparlar, küçük bir pazar kurulur. Dışarıdan eşya ve yiyecek getirilir. Bir tür
şölen yapılır.
Avılın içinde veya dışarıya gelin olarak giden kız
kardeşler ağabey ve yengeleri tarafından ziyaret edilir. Ağabey kız kardeşine
ülperşek içine koyulmuş eti götürürler. Soğımdan sakladıklarını akraba ve
komşularına "Sıbağa" (pay) olarak dağıtırlar.
Hayvanlar bir kaç km. uzaklıktaki meralarda otlamaya
çıkarılır. İlkbaharda yaptıkları tereyağını karabiber ve sütle karıştırıp
içerler. Bu karışım soğuk algınlığına iyi gelir.
Yazlık saraya
mayıs ayında girerler. Kışın burası depo olarak kullanılır. Et, yem (hayvan
yiyeceği) ve patates gibi yiyecekler burada saklanır. Yazlık saraya geçerken
kışın oturdukları evler temizlenir, oşaklar yani şömineler temizlenip,
kapatılır. Bahçeler temizlenir, toprak işlenir ve gübrelenir. Patates, soğan,
domates, salatalık, karpuz, kavun, balkabağı, çilek, maydanoz, patlıcan, pancar
ekilir.
İlkbaharda bahçe herkes için söz konusu değil, çünkü yer
küçük veya toprağı verimsiz olur. Suyu da tuzlu olması ayrı bir sorundur. Yazın
çok sıcaktan solarlar. Aynı zamanda soğuğun da erken başlaması oluşmamış yemek
veya sebzeye yol açar.
Koyunları otlatmaya çıkaracak olan çobanların listesi
hazırlanır. Her gün değişik biri koyunları bekler. Buna da "kezek"
denir. Koyun kezeği ilk kar yağıncaya kadar devam eder.
1 ve 9 Mayısta yaylaya çıkan çobanlara marqa yemek için misafirliğe
gidilir.
Kışın kullanılan keçeler gevşedikleri için yeniden
‚pişirilir’. Su kaynatılıp üzerine serpilir ve ayaklarla çiğnenir. Böylece
keçeler tekrar sert bir hale gelir.
Nisanda yılkı, koyun, gibi hayvanlar yaylaya veya
çobanlara götürülür. Evde sadece sağılacak sığır ve kesilecek koyunlar kalır.
Ahır temizlenerek toplanan gübreden "tapay"
yapılır. Tapayın yapılışı, kar suyu veya normal su ile hayvan gübresini büyük
bir leğen içinde karıştırarak çiğnenir. Bazen içine kuru ot karıştırılarak
kalıba sokulur ve güneşte kurutulur.
Mayısın sonunda cabağı (yapağı) yün kırkılır. Kırkmadan
önce hayvanların yünlerini temizlemek amacıyla hayvanlar nehirden geçirilir
buna "toğıtuv" denir. Kırkmadan sonra hayvanlar büyük bir havuz
içindeki ilaçlı suyun içine sokulur. Böylece kaşıntı gibi hastalıklar önlenir.
Yazlık ve kışlık evlerin arasına keçeden yapılan ev kurulur. Yazın ev sıcak
olduğu için keçeden yapılmış evlerde uyuyorlar.
Kiyiz Üy (keçeden yapılan ev), Mayıs ayından başlayarak
kurulurlar. Kiyiz Üy şu kısımlardan oluşur:
Şanıraq : Keçeden yapılmış kiyiz üy’in en üst noktasıdır.
Uıq : Kiyiz Üy’i gergin tutmayı sağlayan yukarıdan aşağıya
doğru uzanan ve ağaçtan yapılmış uzun sırıklardır.
Kerege : Kiyiz Üy’in yan
tarafıdır. Ağaçtan yapılan portatif yan duvarı oluşturur.
Ağaçtan kapı
Tuğırlık
Üzdük
Tündik
Halatlar
Basqur: Kiyiz Üy‘in
içindeki kurdele şeklindeki süsler.
Qur : Yünden örülen ip.
Evi 2-3 kadın
kurar. Kiyiz Üy‘in kuruluşu şu şekilde olur:
1.Kereğe gerilir.
2. Şanıraq üzerine konulur
3. Uıglar koyulur
4.
Keçelerle üzeri kapatılır. Bu keçeler genellikle
sonbaharda kırkılan ve küzem adı verilen yünlerden yapılır.
5.
Şanıraq üzerine 4 tane tuğırlık, 2 üzdük kapatılır. En
üstüne de tündik örtülür. Bu örtüler rüzgarın estiği tarafın karşısına açılır.
Son zamanlarda kereğenin sağ tarafına kereğeden biraz
uzak mesafede ocak yapılır. Kiyiz Üy‘in en üstüne de irge adı verilen keçeyle
kapatılır ve keçeyi tutması için de belde adı verilen ip bağlanır.
5-6 kanatlı kereğeyi kurduktan sonra baş ip bağlanır ve
şanırak yükselir. Uıqlar ise kapıdan başlayarak bağlanır daha sonra bunun
karşısına ve iki yanlarına bağlanır.
Kapıya “şıngırlayan” denir. Kapının üzerine keçe kapısını
örterler ve yan taraflarından bağlarlar. Gündüzleri bu kapıyı dürerek yukarıya
toplarlar. Kapıyı tutan ip şanıraqtan geçirilerek kereğeye bağlanır. Eğilmemesi
için ağaçtan destek yapılır.
Keregenin üzerine süs için şiy (bir çeşit bitki)
koyarlar. Üzerine keçe örtülür. Kapı tarafındaki keçeyi katladığımızda bu süs
içeriden ve dışarıdan görülür. Kiyiz Üy‘in iç tarafına "tüs" keçe,
alaşa adı verilen renkli yünlerden dokulu ince kilim kaplanır. Uıq'ın ayak bağı
ortasına bağlanır. Kiyiz Üy‘in başköşesinde 5-6 tam uıq olur.
Başqur kapının iki yanındaki duvarlardan başlayarak Kiyiz
Üy’i çepe çevre sarar.
Uıq'a bağlanan örmeye "kuş damağı" denir. Yere
tekemet, alaşa döşenir. Eskiden "kebece" adı verilen ağaçtan yapılmış
ve içine ufak tefek eşyaların koyulduğu sandıklar bulunurdu. Bu sandıkların
üzerine yastık yorgan vb. kaldırılır.
Evin sağ tarafında tuğrıl adı verilen iki tane kırmızı
örülmüş bağ bağlanır, arkasına beyaz, sol tarafına ise sarı bağ bağlanır.
Mandayşa: Kapının üst tarafındaki ağaçtır. İki yandaki ağaç
parçasını uçlarından birleştirir. Mandayşa'ya beyaz ve kırmızı bağlar çapraz
olarak bağlanır. Arka tarafına ise sarı ile beyaz bağlar çapraz olarak
bağlanır.
Örme: İlkbaharda kırkılan yünler boyanır. Bu yünlerle şiyin
üzeri örülür. Örmeye ilk olarak siyah yünle başlanır sonra beyaz ve kırmızı
yünle devam edilir. Her rengin nerede başlayacağı kibrit çöpleriyle belirlenir.
Şiy yaklaşık 5 qulaş(kulaç) iple ağaca asılarak örülür. (1 Qulaş - 1.20 - 1.50
metredir.) Şiylere çeşitli örnekler işlenebilir. Bu örneklere “batşayı” denir.
JAZ
(YAZ)
Sabah altıda evin gelini kalkar, ocağın içine odun koyar
üzerine de su dolu çaydanlığı oturtur. Yazın yazlık evlerde oturulur. Bu evler
genellikle iki odalıdır. Odaların birinde yemekler saklanır. Diğerinde ise
yemek yenir. Yazlık sarayın yan tarafında yemeklerin pişirildiği bir oda
bulunur. Buraya "kazan üy" denir.
Çaydanlık kaynayıncaya kadar sığır sağılır. Daha sonra
gelin eve gelip, inek ve koyunları ‘kezek’e götürmesi için kocası veya
çocuklarını kaldırır. Yazın çocukların tatili olduğu için hayvanlara bakmak
işini onlar yapar. Gelin kahvaltıyı hazırlar, herkesi uyandırır. Daha sonra
buzağı ve zayıf, hasta koyunları evin avlusundan 200 - 500 metre uzaklığa
götürüp otlanmaları için bırakılır. Buzağın yalnız dolaşabilmesi için uzun bir
iple demir kazığa bağlanır ve buna "arkandav" denir.
Kahvaltıda ekmek, tereyağı, kavrulmuş şeker, ilivişik,
qurt, süt, reçel, yumurta, kendi bahçelerinde yetişmiş domates ve salatalık
olur. Çay sütle içilir.
Saat 7.30 - 8.00 arası herkes kahvaltıdan kalkmış olur.
Çalışanlar işe gider. Evde genellikle çocuklar, dede, nine ve gelinler kalır.
Evde kalan hanım ev işlerini yapar. Herkes 12.00'de öğlen yemeğine gelmeden
önce işlerini bitirmiş olur.
İlk önce sağılmış
sütü yerleştirir. Sütü el veya elektrikli makineden geçirip, kaymağını alır.
Buna "kök süt" denir. Daha sonra sütü ayran kabına aktarılıp,
mayalanması için bırakılır. Yağı alınmamış sütten öğlen ve akşam çayı için
ayrılır. Bir önceki gün, mayalanmış ayrandan haftada 2 defa qurt ve haftada bir
defa da irimşik yapar. Bu aynı zamanda kış stokudur. Yazlık sarayı toplar ve
öğlen yemeğini yapmaya başlar. Evin kızı annesine yardım eder.
Sütün ayrılan kaymağı ve çabuk bozulacak olan yiyecekler
yiyeceklerin sağlandığı odanın altındaki 2 x 3 mt veya 4x3 ebatlarında ve
derinliği 2 metre olan odada saklanır. Bu odaya basamaklarla inilir. Bu oda
yaz, kış soğuk olur. Odanın içinde ağaçla yapılmış raflar bulunur. Öğlen
yemeğine kavurma yaparlar, salata yenir ve arkasından çay içilir. Öğlen yemeği
saat 12.00 ile 13.00 arasında yenir.
Hava sıcak olduğu için, öğlenleri 1-2 saat dinlenir.
Öğleden sonra el işleriyle uğraşırlar Dikiş makinasıyla körpe yani döşeğin
üzerine kumaş parçalarından örtü dikerler. Evin kızının çeyizini hazırlarlar.
Çeyiz hazırlandığı zaman hanımlar bir evde toplanır ve keçe, halı, tekemet
yaparlar.
Beyaz veya siyah "küzem"(koyunların küzün
kırkılan yünü) yününü döverler ve örülmüş şiy üzerine koyarlar. Sonra üzerine
nakışları yerleştirirler. Kareli nakışların kaymaması için üstüne şiy koyulup
sıcak su dökülür. Örülmüş şiy sarılarak ip veya halatlarla bağlanır. Ara sıra
döverek, yuvarlatılır. Biraz sonra açılarak, dirsekleriyle güzelleştirmek
amacıyla düzeltirler. Buna "pişkin" yani dirsekleme denir. Eskiden
rulo hale getirilip, bir ucundan tutarak silkeliyorlardı. Şimdi ise ortasına
birini oturtup vuruyorlar.
Nakışların yapılışı: Çabağı (koyun deve gibi bazı
hayvanların ilkbaharda kırkılarak birbirine karıştırılmış tüyleri, yapağı) yünü
boyanarak renkli hale getirilir. Sonra tifterek şiy üzerine koyup, basarlar.
Buna "taldırma" (bayılma) denir. Kurutulanı "şarşı" yani
kare halinde keserler.
Şiy (Lat. Achnatherum Achsplendens) uzun saplı ve toplu
olarak büyüyen bir çeşit bitki.
Tekemetin yapılışına en az 6 kadın yardım eder, döşek
hazırlar. İkindi çayını içerler.
Yazın ev inşaası, ahır inşaası veya çeyiz hazırlandığı
zaman komşu ve akrabalar yardım eder, buna "üme" (imece) denir. Bu iş
genellikle hafta sonuna bırakılır. Gelenler için koyun kesilir, yemek yenir,
çay içilir.
Tezek (hayvanın kurumuş gübreleri) yazın hayvanların
otlandıkları meralardan genellikle günlük toplanır.
Saat 17.00 gibi bir zamanda gelin buzağıyı eve getirir.
Akşam 19-20 arasında inekler “örüs” yani meradan gelmeye başlarlar
Akşam sadece çay içilir, hafif bir şeyler atıştırılır.
Herkes örüsten gelen koyun ve inekleri beklemeye çıkarlar. Hava serin ve
kararmak üzere olur. Çalışanlar işten evlerine gelirler. Herkes avılda evinin
dışına çıkar. Ve gün boyunca yaptıkları işleri, geçen olayları konuşurlar.
Böylece komşuların birbirini görme ve konuşma fırsatı olur. Akşam haberi gibi
avıla gelen, giden, son haberler konuşulur. Bazıları özellikle giyinip
çıkarlar. Gençler için özellikle de delikanlı ve kızlar için birbirlerini görme
ve konuşma fırsatıdır.
Yayladan gelen koyunlar kendileri ayrılır. Keçi varsa,
koyunların önünde önderlik ederek, evi bulmalarına yardımcı olurlar.
Eve gelip, akşam yemeğini yaparlar. Genellikle sulu yemek
yapılır. Saat 20.00 - 21.00 gibi bir zamanda yemek yenir. Akşam sağıma
çıkarlar. Sığır ve deve sağılır. Süt ayırıcıdan geçirilir. Ayrı hörgüçlü deve 2
kere sağılır. Örüsten gelince 2 litre, 2 saat sonra tekrar sağıldığında 2 litre
daha süt alınır.
Yatmadan önce ayran, şubat, süt, köje içerler veya karpuz
yenilir. Bahçesi olanlar akşam saat 19.00 ile 21.00 arası ailece bahçeyi
sularlar yabani otları temizlerler. Evin hanımı genellikle 24.00 - 1.00
arasında uyumaya gider.
Yazın bir yandan
da kış hazırlıkları sürer. Kuzu veya koyunun karın ve kör bağırsağında tereyağı
saklanır. Bazen de bozulmaması için eritilip kavanozlarda saklanır.
Domates, salatalık ve lahanadan turşu yapılır. Konserve
salatalık, komposto, reçel hazırlanır. Kış için hayvanlara ot biçilir. Bu iş
haziran ve temmuz aylarında olur.
Ay isimleri
Naurız: Mart
Kökek: Nisan
Mamır: Mayıs
Mausım: Haziran
Şilde: Temmuz
Tamız: Ağustos
Qırküyek: Eylül
Qazan: Ekim
Qaraşa: Kasım
Jeltoqsan: Aralık
Qantar: Ocak
Aqpan: Şubat
Atşabıs
Devlet tarafından haziran ayında düzenlenen bir toydur.
Mayısta çobanların kuzu, bota (deve yavrusu) ve qulın almada belli bir planlan
aşmalarını teşvik etmek için yapılır. Çeşitli pahalı hediyeler verlir. Kazadan
10 - 15 km. uzaklıkta olan yaylada yapılır. Kazadaki bütün avıllardan ve kaza
merkezinden insanlar gelir. Pazar kurulur. At, deve koşu yarışları düzenlenir,
güreş yapılır. Her avıldan yarışçılar katılırlar. Bir yerlerde milli şarkılar
söylenir ve danslar oynanır. Sabahtan akşama kadar sürer.
Çağlar ERBEK